Bakan Selçuk’tan ‘telafi eğitimi zorunlu mu?’ sorusuna yanıt

Bakan Selçuk’tan ‘telafi eğitimi zorunlu mu?’ sorusuna yanıt

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, karne ve belgelerin dağıtımı, telafi eğitimi ve

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Anadolu Ajansı Editör Masası’nda soruları yanıtladı. Bakan Selçuk, karnelerin e-okul üzerinden, belge ve diplomaların ise randevu sistemi ile okullarda dağıtılacağını söyledi.

Selçuk, koronavirüs süreciyle ilgili, “Okulları bu 3 hafta açsaydık, yani yarına kadar okullar açık olsaydı bizim çok daha devasa sorunlarımız olacaktı” dedi.

“Telafi eğitim zorunlu mu?” sorusuna yanıt veren Bakan Selçuk, “Telafi demek, zorunlu olmayan demek. Biz hiçbir velimizi telafiye zorlayamayız. Öyle velilerimiz var ki, bizim istediğimizin çok ilerisindeler. Neyi telafi edeceğiz? ” diye konuştu.

Bakan Selçuk’un açıklamaları:

(Karneler nasıl verilecek?) Velilerin e-okul sistemiyle karnelerini almasını istiyoruz. Onur belgesi, takdir-teşekkür, üstün başarı belgesi var, diplomalar var. Bu karne zaten otomatik olarak e-okul üzerinden alınıyor. Belgelerle ilgili bazı çalışmalar yapılacak.

(Yeni dönemde uzaktan eğitim olur mu?) Uzaktan eğitim yüz yüze eğitimin belli kısmını karşılar.

Birçok ülke çok ani kararlar alıyor. Hemen bütün okulları açalım, okul öncesini yapalım. Türkiye’de bazen şunu hissediyorum. ‘Niye açılmıyor’ gibi. Biz bu konuda verileri çok önemsiyoruz. ‘Yanlış yaptık’ diyebileceğimiz işler yapmak istemiyoruz.

“OKULLARI 3 HAFTA AÇSAYDIK DEVASA SORUNLARIMIZ OLACAKTI”

Dün Sağlık Bakanımız ile İçişleri Bakanımız ile yeniden süreci gözden geçirdik. Biz okulları 3 hafta açsaydık, başka problemlerimiz olacaktı, açmadık, biz bunu telafi edebiliriz. Biz buna çok güveniyoruz. Problemimiz çocukların kazanım eksikliği olsun. Hep tedbiri elden bırakmıyoruz. Almanya’daki bazı eyaletlerde, Çin’de daha yeni dün okullar açılmıştı, tekrar kapatıldı. Okulları bu 3 hafta açsaydık, yani yarına kadar okullar açık olsaydı bizim çok daha devasa sorunlarımız olacaktı.

“YAZ UNUTMASI” UYARISI

Bizim öğrencilerin tatilini boş durmak olarak görmediğimiz açık. O zamanı nasıl verimli geçirebilirler, bunun peşindeyiz. Okulları kapattık, iki ay da tatil var, rahat edelim meselesi değil bu. EBA TV’de, EBA internette yüzlerce hazırlık yaptık. Bizim eğitim biliminde ‘yaz unutması’ dediğimiz bir şey var. Tatil ne kadar uzun olursa, bir sonraki senenin telafisi o kadar uzun oluyor. O yüzden yazı verimli geçirmemiz lazım.

Çok şık ve çok farklı kitaplar geliyor çocuklar için ilkokulda, ortaokul için bir aplikasyon geliyor. Pazartesi günü bunu açıklayacağız. Yabancı dilde de çocuklarımızın yoğunlaşmış bir yabancı dil almasını istiyoruz.

TELAFİ EĞİTİM

Telafi demek, zorunlu olmayan demek. Biz hiçbir velimizi telafiye zorlayamayız. Öyle velilerimiz var ki, bizim istediğimizin çok ilerisindeler. Neyi telafi edeceğiz? O kadar çok düzenli çalışan çocuklarımız var ki. Okulda uğraşmadıkları kadar daha fazlasıyla uğraştılar öğretmenlerimiz. Biz olumludan bakalım. Çoğunluk ne yaptı, ona bakalım.

‘İKİNCİ DALGA’ RİSKİ: “BİRÇOK SENARYOYA HAZIRLIK VAR”

(İkinci dalga tedbirleri) Bizim ekip olarak görevimiz, dünyada ve Türkiye’deki muhtemel uygulamalara yönelik çalışmalar yapmak. Biz öyle çalışmalar yapıyoruz ki, buna da senaryo yazmayalım olmaz diyorlar. Diyorum ki, niye olmaz? En kötüden en kolay senaryoya kadar getirelim yapalım. Bu konularla ilgili birçok senaryoya hazırlık var. Öğretim programı konusunda da hazırlıklar var.

LGS TEDBİRLERİ

Benim temaslı bir çocuğum var diyelim. “Bir rahatsızlığım yok karantinadayım, sınava girmek istiyorum” diyor. Bu bir yasal hak. Bir aile, hekim izin verdikten sonra sınava girmesiyle ilgili “devlet tedbir almak zorunda” derse ne yapacaksınız? Biz bütün hastaları zorla alıyormuşuz gibi konuşuluyor. MEB, vatandaşın talebinin gereğini yapmak zorundadır. O kadar çok sayıda öğretmen varken, 3 bin küsurlardan, 18 bin küsurlara çıktı okul sayısı, niye biz 18 binlere çıkardık? Çünkü rahat olsun ortam, geniş geniş yapalım istiyoruz. Velilerimizden istirham ediyoruz. Okul bahçelerinde bir kargaşaya yol açılmamasını istiyoruz.

‘AÇIK HAVADA SINAV’ ÖNERİSİ

Bu tür örnekler var. Bazen sosyal medyada da karşılaşıyoruz. Fakat o kadar az sayıda öğrencisi olan yerler ki. Bizim sadece Ankara kadar öğrencisi olan ülkeler var. Burada sınav güvenliği riske girerse sınavın tamamı boşa gider. Açık alanda belli şeyleri kontrol etmek, kamera sistemleri var, araç takip sistemleri var, soruları götüren ekiplerin güvenliği ile ilgili standartlar var, biz güvenliği sağlayamayacağımız bir işe girmeyiz. MEB’in işi LGS ile ilgili tedbir almak mı? Evet. Bunu sonuna kadar alacağız. Burada velilerimizden de destek bekliyoruz. Bir çocuk diyelim ki, evden maske ile geldi. Biz o maske ile sınava girmesini istemiyoruz, yeni maske ile girmesini istiyoruz. Niye bu kadar tedbir alıyoruz? Olsun, biz tedbirimizi alalım.

MESLEK LİSELERİNİN SALGIN SÜRECİNDEKİ ÇALIŞMALARI

4 ilimizde AR-GE merkezi kurduk. Olması gerekeni yapıyoruz aslında. Meslek liseleri teorik içeriklerle konuları ele almamalı. Fabrikalarda ne tür inovasyonlar var, robotlar fabrikalarda nasıl çalışıyor? Bu canlılığın takibi olmalı. AR-GE merkezleri ile bütün meslek liselerini destekleyeceğiz. İstiyoruz ki, çocuklarımız üreterek öğrensinler. Maske makinası lazım, elektrikli otomobil için mekan lazım. Biz her şeyi okulda yapabilir miyiz? Yapamayız. O zaman fabrika okul olur bizim için. Üretim için bütün engelleri de ortadan kaldırdık. Mevzuatı da değiştirdik. Ne varsa. 12 talep çıktı. 11’ini yaptık. Bir tanesi kaldı, onun için çalışıyoruz.