SALGINLA MÜCADELENİN TEMELİ; “SU”… KORONA GÜNLERİNDE SU SIKINTISINA DİKKAT!

Cengiz Erdil 23 Mart 2020

www.gazetepencere.com

SALGINLA MÜCADELENİN TEMELİ; “SU”…

KORONA GÜNLERİNDE SU SIKINTISINA DİKKAT

Korona virüsünden korunmanın başlıca unsuru temizlik olduğunu çok iyi öğrendik. Temizliğin de kaynağı su, ayrıca bol bol su içmemiz gerekiyor.  Buna göre, evlerde, işyerlerinde suların kesilmeden akması lazım değil mi? Peki ülkemiz su zengini mi?

Uzaklarda arama, burada. Ülkemiz suyun değerini bilmiyor. Her yerden su fışkırınca, halkımız bu toprakları su zengini sanıyor ama değil. Aslında nüfusu artan, suları kirlenen dünya da değil. Gökbilimciler dünyaya Mavi Gezegen derler,  okyanuslar içinde yüzen karalar küresidir dünya. Ancak su kaynaklarının sadece yüzde iki buçuğu içilebilir nitelikte.

3 milyara yakın insan sağlıklı suya erişemiyor, su sıkıntısı çekiyor. Dünyada azalan su kaynakları için binlerce araştırma var, meraklısı interneti şöyle bir tarasa neler bulur neler. Ben ilginç bir not çıkardım mesela. Dünyanın su zengini Rusya, Kuzey Kutbunda içilebilir su kaynağı arıyormuş. Biz ise su kaynağının olduğu Kaz Dağlarında maden kazılarına izin veriyoruz. İşte budur.

Şimdi biz ülkemize bakalım;  yapılan hesaplara göre,  2030 yılında Türkiye ciddi anlamda su sıkıntısı yaşamaya başlayacak. Bunu ‘nasıl biliyorlar’ derseniz, çok açık. Yağış durumu, su kaynaklarına inanılmaz sert müdahaleler ve de su kullanımında hesapsızlık bilim insanlarına ipuçlarını veriyor.

SUYU NASIL KULLANIYORUZ?

Ülkemiz su kaynaklarının çok büyük bölümünü tarımsal sulama için kullanıyor. Türkiye’nin su kullanımı konusunda, yeterince su ve havza yönetimi becerisine sahip olduğu söylenemez.

Doğru ürün seçimi, damlama yönetimiyle su kullanımı hala yaygın değil. En bereketli ovalarımızdan Konya ovasının hali malum. 90 bin ruhsatsız kaçak su kuyusu var bu bereketli ovada. Yanlış su kullanımı yüzünden dev obruklar oluşuyor. Ovanın yanı başındaki Göller Bölgesi’nde de su giderek azalıyor. Böyle giderse ilk önce tahıl deposu Konya Ovası elden çıkacak.

Ülkemizde 25 büyük su havzası var. Meriç-Ergene, Büyük -Küçük Menderes, Fırat-Dicle ve Çoruh Havzaları en önemli olanları.  Küçük derelerinin bu hesaplarının içine dahil olmadığını burada belirtelim. Sağlıklı bir kullanımla bu sular yüzyıllar yeter ama  ‘bize bir şey olmaz’ anlayışla bu mümkün görünmüyor.

SU KAYNAKLARINDA YAPILAŞMA

Türkiye planlı kalkınmayı zaten çoktan unuttu. Ülkeyi yönetenler beş yıllık planlarla ortaya çıkan projeleri sürekli aşağıladılar. “Pilav mı Plan mı” diye dalga geçtiler. Sonunda plandan vazgeçildi. Bırakalım yapsınlar dönemi başladı. Başta Doğu Karadeniz Bölgesi olmak üzere Anadolu’da gürül gürül akan derelerin suları bile düzensiz enerji projelerine kurban edildi. Son 15 yılda 500’den fazla irili ufaklı hidroelektrik santral yapıldı. Küçücük bir derenin üzerinde 4-5 projeye onay verenler, ‘Bu su nereden gelecek, ne zaman bitecek’ hesabı yapmadılar.

Dağlarda, yağmur ve kar sularının toplandığı alanlarda maden aramalara, taş ve mermer ocaklarına izinler verildi. Ruhsatsız ocakların doğayı tahribatına göz yumuldu.

Bugün gelişmiş ülkelerde ev musluklarındaki suyu rahatlıkla, hiçbir kuşku duymadan içersiniz. Bir İngiliz veya Amerikalının evine damacanalarla su aldığı herhalde görülmemiştir. Ancak bizim ülkemizde su şirketlerini zengin eden bir sistem sanki bilerek ve isteyerek yaratıldı. Bugün pek çok kent ve belde de insanlar musluk suyundan emin değil, içmiyor. Çünkü su kaynaklarımız kirletiyoruz, korumuyoruz.

Ankara’da ağaçsız garip bir parka milyarlarca lirayı gömen zihniyetin yaptıkları ortada. Oysa bu parka harcana paralarla, başkentin içme suyu çoktan çözülmüş olurdu.

Daha neler yazılır neler.

Türkiye’nin su meselesi daha çok su kaldırır.

KORONA GÜNLERİNDE SU SIKINTISINA DİKKAT

Korona virüsüyle mücadelede suyun önemine dikkat çeken yazım, geçen hafta Gazete Pencere ve bu sitede yayınlanmıştı. Türkiye’nin sanıldığı gibi su zengini bir ülke olmadığını anlatmıştım bu yazıda. Kentlerin su kaynakları büyük ölçüde barajlarda toplanan sulardan sağlanıyor. Peki barajlardaki su azalırsa ne olacak?  Üç büyük kentimiz böyle sıkıntılarını geçmişte yaşamıştı. Yine aynı tehlike var.

KIŞ KURAK GEÇTİ BARAJLAR ALARM VERİYOR

Hacettepe Üniversitesi Hidrojeoloji Bölümü’nün belirlemelerine göre, İstanbul’da barajlarda doluluk oranı yüzde 65 dolayında. Bu oran Ankara’da yüzde 70, İzmir’de ise yüzde 75 seviyesinde.

Korona virüsüyle mücadelede su kullanımı tüm yurtta arttı. Ancak dünyayı saran salgının ne zaman biteceği konusunda bilim insanlarının farklı görüşleri var, belki süreç uzayacak.  Yazın sular kesilirse, virüsle mücadelede baş aktör olan sabunun bir anlamı kalmayacak.

İSTANBUL’UN SU SORUNU

İstanbul’a Istranca Dağları ve derelerinden su getiren sistem, 90’lı yılların sonunda devreye girmişti. Buradan sağlanan suyun 10 milyon nüfusa yeteceği hesabı yapılmıştı ama hesaplar çoktan şaştı. Nüfus arttı, kent büyüdü. Şimdi bir türlü tamamlanamayan Melen Projesi var.

Bu projeyle İstanbul yılda 700 milyon metreküp kapasiteli yeni su kaynağına kavuşacak. Projeyi Devlet Su İşleri yürütüyor.  Açılıyor, açılacak derken projede yer alan barajdaki çatlaklar herkesi korkuttu. Yandaş inşaat yapıcılarından kaynaklanan bir sorun var ama bu sorun açıklanmadı. Sizin anlayacağınız proje milyarlarca liranın gömüldüğü bitmeyen çileye dönüştü.

Hele şimdi İstanbul’un başında CHP’li bir Belediye Başkanı olunca, Melen Projesini bir süre unutalım.

Yerel seçim kampanyasında İstanbul’un 2040 yılına kadar su sorunu olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kış kurak geçince eline geçen fırsatı değerlendirmiş, İstanbul seçimlerinde AKP’yi ağır yenilgiye İmamoğlu’nun kenti susuz bırakacağını söylemişti. İstanbul belediyesini bin bir sorun ve borçla devralan İmamoğlu da, “ Biz su sorununu çözdüklerini sanıyorduk, yanılmışız” diyerek Erdoğan’a yanıt vermişti.

Bundan sonra Erdoğan’ın sesi çıkmadı. Bu kez de bırakın yarım kalan Melen Projesini Avrupa yakasındaki barajları gözden çıkaran Kanal İstanbul Projesi devreye sokuldu. Ancak dünyayı saran salgın her şeyi değiştirdi. Dünyada hiçbir ülke ve firma artık böylesine projelerle ilgilenmez diyor uzmanlar.

Ama burası Türkiye…  Korona fırtınası geçince bakalım ne olacak ?

Cengiz Erdil 23 Mart 2020

www.gazetepencere.com