KANAL DEĞİL; YAT LİMANI…

Cengiz Erdil 12 Ocak 2020

www.gazetepencere.com

KANAL DEĞİL; YAT LİMANI…

Türkiye aslında dünyanın en büyük yat limanını inşa edecek. Günlerdir yatıp kalkıp üzerinde konuşulan Kanal İstanbul’un geleceği bu. Dünyanın en büyük havalimanının yanında, dünyanın en uzun rıhtımına ve barınma alanına sahip   yat limanımız olacak.

Neden mi? Çünkü hiçbir büyük gemi ve tanker buradan geçmeyecek. Kanal mega, ultra lüks yatlara kalacak. Görgüsüz bir petrol zengini şeyh, bir tankeri yatı haline getirirse; o da geçemeyecek.

Bunu İstanbul Boğazı’nın akıntılarını, sisini, fırtınasını en iyi bilen kılavuz kaptanlar söylüyor. Muhabirlik yıllarımda boğazı onlarla beraber geçmişliğim de var, sıkıntılarını biliyorum. Bence Kanal İstanbul konusunda bu kahramanların seslerine kulak vermek lazım.

 

KANAL NEDEN TERCİH EDİLMEZ?

Yapı teknolojisinin yeterli olmadığı haller var. İstanbul Boğazı gibi Doğal su yolunun bir benzerini inşa etmek mümkün değil. Bir kere kanal eni ve boyu hesabıyla büyük gemi geçişlerine uygun değil.

İstanbul Boğazı’nın en dar yeri 685 metre, derinliği 60 ila 120 metre arasında. Kanalın ise derinliği 25 metre. Bu derinlik büyük gemi geçişleri için tam sınır olarak kabul ediliyor. Kanalda akıntıların doğru dürüst hesabının yapılıp yapılmadığı konusunda kuşkular var. Böyle olunca ortaya büyük risk çıkıyor.

Kılavuz kaptanlara göre, zaten bedava geçiş imkanı varken, hiçbir armatör riskleri alıp da gemisini kanaldan geçirmez.

ZATEN AMAÇ GEMİ GEÇİŞİ DEĞİL

Herkesin bildiği iktidarın söylemediği bir durum var ortada. Burada amaç, Dubai gibi suni bir şehir yaratmak. Kanal yapıcılarının  planlarında tarihi ve doğayı yok edecek sonradan görme bir şehir söz konusu olan. Hayallerinde lüks ve ihtişamın yaşandığı ışıltılı gökdelenler, kanal ağızlarına demirlemiş yatlar, kanal çevresinde lüks mağazalar var.      

Bu da bir tercih. Ancak işi bilen uzmanlar tam tersi görüşte. ‘Cazibe alanı yaratacağız’ diye yola çıkanları, burada doğanın intikam kılıcı bekliyor olacak. Kanal ve çevresi, çok değil 20 30 yıl içinde cazibesini yitirecek, buruşacak ve de kokacak. Kanal ağızları kumla dolacak. Kanala o zaman çok sevdikleri yatları da giremeyecek.

Türkiye günlerdir bu uçuk projenin etrafında dönüp duruyor. Gazete Pencere yazılarım başladığından beri,  eski haber bağlantılarına yeniden kavuştum diyebilirim. Yurdun dört bir yanında dostum, meslektaşım var.

İstanbul’dan bir arkadaşımdan aldığım e postada soruyor; “ Hani boğaza üç katlı tünel yapılacaktı. Hem araçlar geçecekti, hem metro olacaktı. O proje ne oldu? Kanal İstanbul’a harcanacak paralarla, boğazın altına herhalde ne tüneller yapılır. Proje diye ben buna derim”

Cengiz Erdil 12 Ocak 2020

www.gazetepencere.com